Cilt Gençleştirmede Mikroneedling (Dermapen)

Ameliyatsız yüz gençleştirme uygulamalarında yeni nesil bir tedavi yöntemi olan dermapen, cildin en üst tabakasına zarar vermeden yenilenmesini sağlayan bir mikro iğneleme uygulamasıdır. Dermapen ile yüz gençleştirme uygulaması, cerrahi girişim gerektirmeksizin, cildinizin genç, parlak ve gergin bir görünüme kavuşmasını hedeflemektedir. Bu teknolojinin temel çalışma prensibi, cildinizin üzerine gözle görülmeyen binlerce mikro kanal oluşturmaktır. Bu mikro kanallar sayesinde ise vücudun onarıcı mekanizmalarının devreye girmesi tetiklenir, deri tarafından yara varmış gibi algılanan bu yöntemle, problemli cilt bölgelerinin yeniden yapılanması sağlanır. Bu sayede cilt gençleştirme gerçekleştirilmiş olur.

Dermapen uygulaması öncesinde ciltteki makyaj artıkları iyice temizlenir ve cilt iyice dezenfekte edilir. Dermapen uygulanacak bölgeye saf hyaluronik asid uygulanır. Dermapen cihazının mikro iğneleri (0,02 mm) sayesinde deri yüzeyinde mikroskobik kanallar açılır. Bu sayede cildin iyileşme mekanizmalarını tetiklenir.

Dermapen  uygulaması genellikle, cilt çatlakları tedavisinde, cilt germe, cilt yenileme ve kırışıklık giderme gibi alanlarda kullanılmaktadır. Tüm deri tipleri için uygundur. Lazer tedavisi uygulanamayan koyu tenli hastalarda iyi bir alternatiftir. Dermapen (Mikroneedling), saçlı deri, yüz, boyun, eller, akne izleri ve doku kaybı ve sorunlu olan bölgelere uygulanır. Tüm işlemler yaklaşık yarım saatte tamamlanmaktadır. Uygulama bölgesinde doku gelişimi başlar, doku kaybı onarılır ve yeni doku üretmeye başlarlar. Hem kadınlar hem de erkekler için sonucu çok memnun edici bir uygulamadır.

Dermapen günlük rutini bozmayı gerektirmeyen bir uygulama olduğundan, tedavi sonrası yapılacaklar listesi bulunmamaktadır. Cildin, iğne deliklerini kapatması sürecinde banyo suyunun hijyen ve bakteri temizliği tam sağlanamadığından dermapen sonrası ilk birkaç saat banyo yapılmaması önerilebilir. Tedavi sonrasında bunun haricinde bir gereksinim bulunmamaktadır.

Dermapen uygulaması, derinin bariyer fonksiyonunu bozmadan ve koruyucu üst tabakaya zarar vermeden gerçekleştirilir. Deride şişlik ve kızarıklık dışında herhangi bir kabuklanma veya yara gözlenmez. 48 saat içerisinde bu kızarılıklar kendiliğinden iyileşir.