Anksiyete ya da kaygı her insanda belli durumlarda bulunabilen bir histir. Zarardan kaçınma, motivasyonu artırma gibi yararları vardır. Fakat pek çok durumda olduğu gibi belli bir dereceyi aştığı zaman faydadan ziyade zarar vermeye başlar. Çoğu zaman kişi endişelerinin aşırı olduğunun farkındadır, ancak endişelenmelerini denetleyemezler ve bir türlü sakinleşemezler. Çevrelerinde “aşırı evhamlı” olarak tanınırlar. Yorgunluk, dikkat bozukluğu ve konsantrasyon güçlüğü, en ufak sesle kolayca irkilme, telefon veya kapı çaldığında irkilme, kötü bir şey olacakmış hissine kapılma, uykuya dalamama ve gece sık sık uyanma diğer önemli belirtilerdir.

Anksiyete Bozukluğunun Sebebi Nedir?

Anksiyete Bozukluğu, psikodinamik açıdan incelendiğinde bilinç dışı ile bilincin çatışmasından kaynaklanır. Yönetilemeyen bir duygu durum bozukluğudur. Anksiyete hayatın tadını kaçıran, bedeni sürekli alarmda tutan ve sempatik sistemde çalıştıran, yaşam enerjisini ve bedeni tüketen bir hastalıktır. Uzun vadede kronik hastalıkların tetikleyicisidir. Bazen ana sebep çocuklukta yaşanan bir olayda saklıdır. Öyle bir şey yaşanır ki, kontrol edilemeyen duygularla ruh mühürlenir. İleriki yaşamda mühürlenen ruhsal aygıttaki bu duygu, farklı olay veya uyaranlarla tekrar ortaya çıkar ve tüm bedeni ve hatta tüm hayatı ele geçirir.

Kaygı Bozukluğunun Belirtileri

Kaygı bozukluğunun çok çeşitli belirtileri olabilir. Kaygı bozukluğunda, “Kötü bir şey olacakmış hissi”, geleceğe dair endişe verici düşünceler, kaygıyı tetikleyecek durumlarda ortamdaki ipuçlarına aşırı duyarlı olma, odaklanma ve dikkati sürdürmede zorluk yaşama, kaygı uyandıran ortam ve durumlardan kaçınma gibi davranış ve düşünceler gözlenir.

Fizyolojik belirtiler de sürece mutlaka eşlik eder: Gerginlik hali, huzursuzluk, panik, hızlı nefes alıp verme (hiperventilasyon), terleme, titreme, yorgunluk hissi, uyku sorunu, gastrointestinal sorunlar (sindirim güçlüğü, kabızlık, reflü, gastrit vb.).

Bahsedilen bedensel belirtiler, kaygı anında vücudun verdiği doğal tepkiler olmakla birlikte, aşırı düzeyde kaygı yaşandığında (kaygı bozukluğu) kişi bu belirtileri tehlike sinyali olarak algılamakta ve yaşadığı endişeyi arttırmaktadır.

Kaygı Bozukluğunun Türleri

Kaygı bozukluğu, pek çok şekilde kendini gösterebilir. Sosyal ortamlara girmekten kaygı duyma, panik bozukluk, fobik kaçınma gibi durumlar en sık gözlenen yakınmaları içerir.

Panik Bozukluk

Yinelenen panik ataklarla birlikte fiziksel ve psikolojik stresin baskın şekilde ortaya çıkması durumu panik bozukluk olarak adlandırılır. Çarpıntı, hızlı kalp atımı, titreme, nefes alıp vermede güçlük, göğüs ağrısı, bayılacakmış hissi, bedende uyuşma, karıncalanma, boğulma hissi, baş dönmesi, kas ağrısı, kontrolü kaybetme ve ölüm korkusu şeklinde belirtilerle kendini gösterir. Bu belirtiler ortaya çıktığında kişi, panik atak yaşayabilir. Görülme sıklığı %2-3 civarında olmakla birlikte kadınlarda görülme sıklığı erkeklere göre daha fazladır. Panik bozuklukta psikoterapi (psikoeğitim) ve/veya medikal tedavi ( ilaç tedavisi ) kullanılan etkili tedavi yöntemleri arasındadır.

Anksiyete (Kaygı) Bozukluğunda Risk Faktörleri

Kaygı Bozukluğunda mizaç, genetik, fizyolojik ve çevresel faktörler oldukça etkilidir. Bebeklikten itibaren zor mizaçlı, kaygılı, zor yatışan bir çocuk olmak mizaçla ilgili bir risk faktörüdür. Genetik yatkınlığın yanı sıra, temel bakım veren kişinin aşırı korumacı ve kaygılı olması, ebeveyn kaybı ya da ayrılık öyküsü, fiziksel ve cinsel istismar öyküsü başlıca risk faktörleri arasında yer almaktadır.

Anksiyete Bozukluğu Tedavisi

Anksiyete bozukluğuna depresyon gibi duygu durum bozuklukları ya da Obsesif Kompulsif Bozukluk gibi çeşitli rahatsızlıklar eşlik edebilir. Anksiyete Bozuklukları psikoterapi ve ilaçla tedavi edilmektedir. Bazı durumlarda yalnızca psikoterapi, bazı durumlarda yalnızca ilaç kullanımı da söz konusu olabilir. Kaygı bozukluklarında psikoterapi ve ilaç eş zamanlı olarak da kullanılmaktadır.

Psikoterapide; psikoeğitim, sosyal beceri eğitimi, düşünce-duygu-davranış arasındaki ilişki ve bedensel belirtilere odaklanılarak bireyin baş etme becerileri güçlendirilir. Bilişsel Davranışçı Terapi, kaygı bozukluklarında en sık kullanılan terapi türüdür. Daha küçük çocuklarda seçici konuşmama gibi durumlarda oyun terapisi de kullanılan yöntemler arasındadır. Psikoterapi sayesinde bireyin kendine güveni artmakta, kaygı düzeyini kontrol edebilmekte ve anksiyetenin tekrarı halinde kullanabileceği baş etme yolları öğrenmektedir.

Regresyon terapisi ile olaya esas teşkil eden ana olay bulunarak, oradaki duygunun çalışılması sıklıkla çok dramatik düzelmeler sağlamaktadır.

Hipnoterapi ile de anksiyete bozukluğunun tedavi edilmesi münkündür ve hipnoz, tedavi süresini kısaltan sihirli bir yöntemdir.

Medikal tedavide ise anksiyete semptomlarını kontrol altında almak üzere çeşitli ilaçlar (beta-blocker) kullanılmaktadır. Epinefrin (adrenalin) salınımını kontrol altına alabilmek üzere işlev gören bu ilaçların hekim kontrolünde reçete edilip kullanılması oldukça önemlidir.

Diğer hastalıklarda olduğu gibi Anksiyete Bozukluğuna da Bütüncül Psikoterapi yöntemi ile yaklaşmak başarı oranını arttıran ve tedavi süresini kısaltan bir durumdur.

Anksiyete Bozukluğu Ankara, Zerdali Psikoloji Merkezinde başarı ile tedavi edilmektedir.

Hizmetlerimiz

Neler Yapıyoruz

Sağlıklı Yaşam ve Mezoterapi için aradıklarınızı kliniğimizde bir bütün olarak bulabilirsiniz. Dünyadaki yeni trend, genel ve klişe yaklaşımlar yerine herkes için farklı ve bireysel çözümler üretmek üzerine kurgulanmaktadır. Çünkü her insan farklı bir dünya ve farklı biyolojik varlıktır. Holistik ve Fonksiyonel bireye özgü yaklaşımlarımızla çok daha etkin sonuçlar alabilirsiniz...

Iletisim

Kolay Iletisim Talep Formu

Ön Görüşme için veya bilgi almak istediğiniz konularda bize her zaman danışabilirsiniz.

WhatsApp BİLGİ AL
Şimdi Ara