Beyaz Tehlikelere Bir Tane Daha Eklemenin Zamanı Gelmedi Mi?

Eğer bir arkadaşınız size bir içecek verseydi ve bu sizde hazımsızlık, gaz, şişkinlik, alerji, egzema gibi rahatsızlıklara neden olsa idi, yetmiyormuş gibi kanser riskinizi arttırsa ve daha kırılgan kemiklere sahip olmanıza neden olsa idi, tekrar içmek ister miydiniz? Muhtemelen cevabınız ‘hayır’ olacaktır. Peki neden adına ‘’süt’’ denilen ve bize bunları getirebilecek bir maddeyi bardak bardak tüketmekte ısrarcıyız?

Doğada sütten kesildikten sonra süt tüketmeye devam eden ve kendi türü dışındaki canlıların sütünü içen sadece insanlar farkında mısınız?  Başka canlıların yavruları için salgıladıkları bir maddeyi alabiliyor olmamız, onu tüketmemizi gerektirir mi? Ya da doğayı kendimize uydurmuş olmamız, vücudumuzun bu değişikliklere adapte olmasını sağlar mı?

Günümüz inekleri büyüme hormonları, alerjik proteinler, antibiyotikler ve kansere neden olduğu gösterilmiş büyüme faktörleri ile dolu olsa da reklamlarda dağlarda otlayıp halay çeken mutlu inekler görüyoruz.

Zararlarını halı altına süpürüp, faydalarını sıra sıra yazan ‘’bilimsel’’ çalışmalar ise bize tam aksini söylüyor. Bu noktada sizden sadece mantığınızı kullanmanızı istiyorum. Çünkü cevaplar oldukça basit, eğer buzağı değilseniz, süt size iyi gelmeyecektir!

Süt endüstrisini kalkındırmak sizin ve çocuğunuzun sağlığından önemli olmasa da, okullarda günlük ücretsiz süt dağıtımı işin ciddiyetini gözler önüne serer gibi. Bunun bize getirisi ise oldukça üzücü… Daha küçücük yaşta kronik hastalıklara sahip bir nesil…

Kısacası eğer laktoz intoleransınız var ise sütten olabildiğince uzak durmalısınız, ancak laktoz intoleransınızın olmaması sütün diyetinizde önemli bir yer teşkil etmesini gerektirmiyor.

Neyse ki haberler o kadar kötü değil, kalsiyum alabileceğiniz başka birçok kaynak var. Roka ilk aklıma gelen güzel örneklerden. İnekler kendi kalsiyum ihtiyacını ve ürettikleri sütteki kalsiyumu ot yiyerek sağlayabiliyor ise biz neden tek kalsiyum kaynağı süt gibi düşünelim?

Yakın zamanda 600.000 kişi üzerinde yapılmış çalışmada tereyağı tüketiminin diyabet ve kalp hastalıkları ile ilişkili olmadığı gösterilmiş. Bu ne demek? Doğal ortamda büyümüş ve bahsedilen tehlikeli maddelere maruz kalmamış hayvandan üretilmemiş ise tereyağını çok büyük miktarlarda olmadan tüketebilirsiniz. Aynı şekilde sağlıklı peynir türlerini de tüketmeye devam edebilirsiniz. İçerdiği kazein tipinden dolayı (A2 Kazein) ve anne sütüne en yakın süt türlerinden olması nedeni ile keçi sütü de size bir alternatif olabilir. Keçi sütü aynı zamanda içerdiği sağlıklı yağ asitleri ile beyin fonksiyonlarını destekler ve A vitamini ile cildinizi güzelleştirir.

Sağlıklı ve sürdürülebilir bir hayat istiyorsak yaşam tarzımızı, tükettiklerimizi ve bunların kendimize, ailemize, çevreye, doğaya olan etkilerini düşünmenin zamanı geldi. Çünkü görünen o ki, tüketiciler bilinçlenmediği sürece üreticilerin insafına kalmaya devam edeceğiz.

Kaynak: http://www.fonksiyoneltip.com/toksinlerden-kurtulun/beyaz-tehlikelere-bir-tane-daha-eklemenin-zamani-gelmedi-mi-2/

WhatsApp BİLGİ AL
Şimdi Ara